Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu'nda güncel konuşmalarda fiber optik protokolü tartışıldı.
İlk olarak söz alan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, Türk Telekom şirketi ile imzalanan söz konusu protokolün toplumda büyük bir gerginlik ve huzursuzluğa yol açtığını savundu. Söz konusu sistemin kurulumu için ihaleye çıkılmamış olmasını eleştiren ve yerli sermayenin hor görüldüğünü söyleyen Şahiner, söz konusu sistemin ülke kaynaklarıyla yapılması halinde halkın fahiş fiyatlar ödemek durumunda olmayacağını iddia etti.
Şahiner, Türkiye’deki internet fiyatlarıyla da karşılaştırma yaparak ve aradaki farka dikkati çekerek, “25 yıl boyunca ilgili şirketin 18 dolara internet satmasını garanti altına aldınız. Türk Telekom Şirketi bundan fahiş bir kar edecek” ifadelerini kullandı. “Bu protokol ülkede yaşayan insanlara karşı art niyetle atılmış olan bir adımdır.” diyen Şahiner, halkın ekonomik olarak 25 yıl boyunca "kanının emileceğini” ileri sürdü.
Altyapının “Bir yıl içerisinde biteceği” yönündeki taahhüde işaret eden Şahiner, bunun başarılmaması halinde yaptırım uygulanmasını önlemek için “sağlanacak imtiyazlarda aksama olması durumunda sürecin uzayabileceği” hükmünün eklendiğini iddia etti. Bu protokolle Türk Telekom Şirketi’ne birçok imtiyaz ve vergi muafiyeti sağlandığını ileri süren Şahiner, bu sistemden devletin alacağı payın ise sadece yüzde beş olacağının altını çizerek “üzerinden para verilen" bir devir işlemi yapıldığını savundu.
Sistem için bir ihaleye çıkılması durumunda hatların nereden, nasıl geçeceği yönünde bir plan ve proje hazırlanması gerektiğini ancak bu protokolde bunun yapılmadığını savunan Şahiner, meydana gelebilecek sıkıntılara örnekler vererek, kazı durumunda yaşanacak bir sıkıntının bedelinin nasıl karşılanacağını sorguladı.
Şahiner, çalışılmakta olan yeni enflasyon sepetinde, internet masraflarının 10 kat artabileceği uyarısında bulundu.
TALAT
CTP Milletvekili Ongun Talat da, fiber optik altyapı sistemine ilişkin yaptığı konuşmada, söz konusu protokolün “okunduğunda hayretler içerisinde bırakan” bir protokol olduğunu savundu.
Talat, 2012'de hazırlanan Elektronik Haberleşme Yasası’nın tekelleşme karşıtı, serbest rekabetin önünü açan ve sistemi regüle eden bir yasa olduğuna işaret ederek, düzenleyici ve denetleyici kurum olarak Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu’nun (BTHK) kurulduğunu hatırlattı.
Yasa kapsamında BTHK tarafından yetkilendirilen her operatörün fiber optik altyapı kurulumu ve çalışması yapabildiğini ifade eden Talat, 2015'te yapılan değişiklikle BTHK’nin yetkilerinin elinden alındığını ve bu alanda Bakanlar Kurulu’na ulusal politika belirleme yetkisi verildiğini savundu. “Yasanın ilk hali uygulanmış olsaydı, bugün memleketin birçok yerinde fiber optik altyapı döşenmiş olacaktı.” diyen Talat, başvuran şirketlerin önünün kesilmesiyle bugünkü duruma gelindiğini savundu.
Talat, Türk Telekom’la imzalanan protokolün sektörde tekelleşmeye yol açacağını iddia ederek, yurtdışı veri bağlantısının sadece bu şirket tarafından yapılacağı maddesine işaret etti ve devlet güvenliği açısından sakıncalı olduğu uyarısında bulundu. Türk Telekom’a ülkedeki diğer 29 tane internet sağlayıcının sahip olmadığı imkanların verildiğini savunan Talat, “bir arıza olduğunda sisteme doğrudan erişim hakkı”nın da bunun en güzel örneği olduğunu söyledi. Talat, "Bu altyapı sözleşmesi mi, yoksa bir sürü imtiyazın sağlandığı, başka amaçlarla yazılan bir metin mi?" diye sordu.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın “bu ülkede yapılamayacağı yönündeki” açıklamalarını hatırlatarak, “Biz bu işi ülke olarak yapabilirdik” diyen Talat, bu gibi konularda ihale dışında da çeşitli modeller olduğunu söyledi. Talat, protokol kapsamında BTHK’nin ilgili şirkete hiçbir yaptırım uygulayamayacağını da ileri sürerek, bunun devlet ve tüketici hakları bakımından tehlike yaratacağını savundu.
Protokolde “wi-fi” sisteminin kaldırılması yönünde ibare de olduğunu söyleyen Talat, bunun neden yapıldığını sordu. Dünyada birçok hibrit model örneği olduğunu kaydeden Talat, eleştirilerinin sadece düzgün bir modelin kurulmasının sağlanması için olduğunu vurguladı.
BAYBARS
Gazimağusa Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars da fiber optik sistemi protokolü hakkında bir konuşma yaptı. Baybars, protokolle ilgili endişelerini paylaşarak, anayasal, hukuki ve teknik anlamda sıkıntıların olduğunu savundu.
İlk olarak söz konusu protokolün Meclis Genel Kurulu’na “bilgiye sunuş” olarak gelmesinin doğru olmadığını, hakkında bir onay yasasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Baybars, protokolün birçok yasaya aykırı hükümler de içerdiğini iddia etti. İlgili protokolle Telekomünikasyon Dairesi ve BTHK’nin yetkilerinin de elinden alındığını ifade eden Baybars, 25 yıllığına tüm yetkinin kurumların elinden alınıp tek bir şirkete verileceğine işaret etti.
Baybars, fiber optik altyapıda ihale veya benzeri modellerle, adil, rekabet edilebilir ve şeffaf bir sürecin sağlanabileceğini kaydetti; ilgili protokolde “yaptırım eksikliğine” dikkati çekti. Teknik ve ticari modelleri belirleme ve seçme yetkisinin de Türk Telekom şirketine verilmesiyle, piyasadaki etkin hakim gücünü belirlemesinin sağlanacağını savunan Baybars, bunun rekabete aykırı bir durum yarattığını söyledi. “Bizi tekelden nasıl kurtaracaksınız?” diye soran Baybars, bu konularda tedbirlerin alınmasının önemine dikkati çekti.
Baybars, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın da protokol gereği bazı yükümlülükleri olduğuna işaret ederek, ilgili yatırımların ve eylemlerin ilgili sürede bakanlık tarafından yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürdü. "Sistemin bir yılda bitirileceği” sözünün de gerçekçi olmadığını söyleyen Baybars, “Kamusal denetim ve kontrol altına bulunması gereken bir altyapı sisteminin denetimsiz ve regülesiz bir şekilde bir şirkete devredilmesi büyük bir problemdir.” dedi.
ÖZDENEFE
Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili Fazilet Özdenefe de fiber optik protokolü hakkındaki konuşmasında, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’ya “Bu protokol imzalamadan önce maliyetle ilgili bir çalışma yaptınız mı?” sorusunu yöneltip, sürecin böyle bir çalışma yapılmadığını gösterdiğini savundu.
Özdenefe, ülkede bu alanda bir konsorsiyum kurularak çalışma yapıldığını ve maliyetlerin belirlendiğini hatırlatarak, buna rağmen hükümetin eylül ayında Türk Telekom’la protokol imzaladığını ve bunu “bir sır gibi” sakladığını ileri sürdü. Özdenefe, ilgili bakanın “Bu toplumun insan kaynaklarının gücünün hiçbir şeyi yapmaya yeterli olmadığı” yönünde bir görüşü olduğunu savundu.
Protokolün ülkedeki mevcut mevzuatta değişiklikler yapılmasını da gerektirdiğini belirten Özdenefe, Meclis’e bu anlaşmanın onay alınması için gelmesi gerektiğini ancak bunun yapılmadığını söyledi.
Özdenefe, ülke ekonomisi ve hizmet kalitesi için rekabetin sağlanmasının önemine değinerek, sektördeki “tekelleşme” tehdidine dikkat çekti ve bu alanda yatırım yapılmasının engellendiğini savundu. “25 yıllığına ülkedeki internet altyapısını bir şirketin inisiyatifine bırakıyorsunuz.” diyen Özdenefe, “şirkete tanınan imtiyazlar” hakkında da eleştirilerde bulundu.
Protokole göre Telekomünikasyon Dairesi tarafından yapılacak Tier 3 sertifikalı sistem odasının maliyeti yüksek bu yatırım olduğunu belirterek, bunun nasıl yapılacağını soran Özdenefe, havalimanı sözleşmesinde “devletin yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle” yaşananları hatırlattı.
Özdenefe, halkın endişelerinin giderilmesi için milletvekillerinin tüm sorularına cevap vermesi gerektiğini kaydetti.
ARIKLI: “EKSİKLİK VE ANLAŞMAZLIK EK PROTOKOLLE ÇÖZÜLEBİLİR”
Milletvekillerinin konuşmalarının ardından söz alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yer almayan bir konu olduğunda ya da bir anlaşmazlık durumunda ek bir protokol yapılacağı yönünde de bir maddenin protokolde yer aldığını belirtti. Arıklı, bir uyuşmazlık konusunda KKTC mahkemelerinin de yetkili olduğunu hatırlattı.
Ülkedeki şirketlerin kurduğu konsorsiyumla neden ilerlenmediği konusunda bilgi veren Arıklı, konsorsiyumun teklifinde yer alan 30 milyon dolarlık yatırımın Telekomünikasyon Dairesi tarafından yapılmasının mümkün olmadığını söyledi. Arıklı, "‘Yapamayız’ derken insan kapasitesinden değil, yatırım için mali kapasitemiz olmadığını ifade ettim.” dedi. Konsorsiyumun ilgili altyapıyı da yedi yılda bitirebileceğini kaydeden Arıklı, bu kadar uzayacak bir sistemi uygun bulmadıklarını belirtti. Arıklı, konsorsiyumun yaptığı teklifte kırsal bölgelerin hizmetten mahrum kalma olasılığı bulunduğunu kaydetti.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı, Türk Telekom’un verilen süre içerisinde sistemi tamamlamaması halinde ne olacağı sorusuna yanıt verirken, protokol hükümlerindeki eksikliği kabul etti ve sözleşmenin kendi bilgisi dışında Başbakanlık'ta hazırlandığını ancak yeni düzenlemeler yapılabileceğini kaydetti.
Arıklı, Türk Telekom’un toptan satış ve perakende olarak kuracağı şirketlerin rekabeti bozacağı yönündeki eleştirilere değinerek, haksız rekabetin oluşması durumunda BTHK’nin düzenleyici ve denetleyici yetkilerinin devam ettiğini kaydetti. Arıklı, “Bu protokolde BTHK ve Telekomünikasyon Dairesi’nin yetkilerini sınırlandıran bir madde yok.” dedi. BTHK’nin tüm şirketlere yönelik bir tedbir alması ya da genel düzenleme yapması durumunda Türk Telekom’u da kapsayacağını kaydeden Arıklı, sadece şirkete özel yaptırımların kısıtlandığını belirtti.
ARIKLI MİLLETVEKİLLERİNİN SORULARINI YANITLADI
Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Hasan Taçoy, yerinden söz alarak protokol hakkında endişelerini paylaştı. Taçoy, “Türk Telekom’a kimse karşı çıkmıyor. Ancak düzeltilmesi gereken bazı eksiklikler var.” dedi. Taçoy’un sorularına cevap veren Arıklı, Türk Telekom’un kuracağı perakende firmaya herhangi bir imtiyaz ve teşvik sağlanmadığını kaydetti. Arıklı, perakende ve toptancı firmanın karıştırılması gerektiğini belirtti. İlgili protokolün “bilgiye sunuş” olarak sunulmasının Meclis yetkililerinden alınan bilgi doğrultusunda yapıldığını da söyleyen Arıklı, onay yasasının Meclis’e getirileceğini ifade etti.
CTP Milletvekili Erkut Şahali de, Başsavcılık'tan görüş alınması çağrısında bulunarak, protokolün onay yasası olarak Meclis’e gelmesi gerektiğini kaydetti.
Arıklı, protokolün yürürlükte olup olmadığı sorusunu yanıtında, ilgili protokolün yürürlükte olduğuna dair Başbakanlık’tan BTHK’ye yazı yazılması gerektiğini belirtti.
İnternet servisi sağlayıcılarının wi-fi kullanımı ve satışına yönelik bir engelin de olmadığını söyleyen Arıklı, hiçbir vatandaşın wi-fi hizmetinden mahrum olmayacağını dile getirdi. Arıklı, teknik konularda BTHK çalışanlarından bilgi alınması gerektiğini vurguladı.
“FİBER OPTİK STRATEJİK BİR KONUYDU, BU NEDENLE HÜKÜMET BÖYLE KARAR ALDI. SORUMLULUK BİZDEDİR”
CTP Milletvekili Sami Özuslu ise, yerinden söz alarak, 25 yıllık hizmet alımının neden ihaleye götürülmediğini sordu ve hükümetin böyle bir hakkı olmadığını savundu. Özuslu, protokolün geri çekilip, üzerinden çalışması gerektiğini kaydetti.
Erhan Arıklı, bunun stratejik bir konu olduğunu ve hükümetin uluslararası anlaşmayla Türk Telekom'a verilmesi kararı aldığını belirtti. Arıklı, sorumluluğun hükümette olduğunun altını çizdi.
Arıklı, CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe’nin "Tier 3 sertifikalı sistem odası"na ilişkin sorusunu yanıtında, bu sistemin kurulmasının şart olduğunu ve yapılamaması durumunda bu sorunun ek protokolle çözülebileceğini belirtti. Arıklı, ülkedeki internet hizmeti sağlayıcılarını korumak için gerekeni yapacaklarını kaydederek, sisteme ilişkin çalışmaları devam edeceğini söyledi.