Avukat Cansu Nazlı, meslektaşı Murat Metin Hakkı’nın derdest edilmesi, ofisinin aranması ve mahkemeye kelepçeli şekilde çıkarılmasının hem sivil demokratik yaşam hem de hukuki açıdan son derece endişe verici olduğunu belirterek, olayın prensipte yarattığı sıkıntıları sıraladı.

“AVUKAT MÜVEKKİL GİZLİLİĞİ İHLAL EDİLİYOR"

Nazlı, müvekkilleri aleyhine yürütülen bir cezai kovuşturmada avukatın bilgisine başvurulmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Avukat-müvekkil gizliliğinin mesleğin en temel ilkelerinden olduğunu kaydeden Nazlı, “Meslek sırrı avukatın görev ve yükümlülüğüdür. Bunun ihlali ne avukatların mesleki imtiyazları açısından ne de müvekkillerin adil yargılanma hakkı bakımından kabul edilebilir” dedi.

“OFİS ARAMALARI ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNE AYKIRI"

Avukatlık ofisinin aranmasının sadece ilgili davadaki müvekkilin değil, aynı zamanda diğer tüm müvekkillerin mahremiyetini ihlal ettiğini belirten Nazlı, polisin sanıkların tüm maillerini inceleyeceğini mahkemede beyan etmesinin de kaygı verici olduğunu ifade etti.

“BAĞIMSIZ DENETİM MEKANİZMASI KURULMALI"

Nazlı, arama ve tutuklama emirlerinin gerekliliğinin mahkemelerce ciddi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Kamu gücü kullanan polis taleplerini suistimal ediyor mu, bu denetlenmeli. Mahkemelerin iş yükü nedeniyle bu denetim yapılamıyorsa polisten bağımsız özerk bir mekanizma kurulmalıdır” diye konuştu.

“KELEPÇE UYGULAMASI KABUL EDİLEMEZ "

Kelepçe uygulamasına da değinen Nazlı, bunun yasada öngörülen koşullar dışında hiç kimseye uygulanamayacağını vurguladı. Yüksek Mahkeme Başkanı’nın masumiyet karinesine ilişkin uyarısının değerli olduğunu ifade eden Nazlı, “Kelepçe hiçbir koşulda kabul edilemez” dedi.

“SAVUNMANIN ELİ KOLU BAĞLI "

Adadaki mevcut sistemin avukatların bilgi ve belgeye erişimini zaten sınırlı hale getirdiğini dile getiren Nazlı, bu olayların süreci daha da zorlaştırdığını söyledi. Güney Kıbrıs’ta ve birçok ülkede avukatların dava dosyalarına erişim hakkı bulunduğunu hatırlatan Nazlı, “Bizde ise savunma duruşma safhasına gelene kadar dosyalara erişemiyor. Bu durum savunma hakkını ortadan kaldırıyor, silahların eşitliği ilkesini zedeliyor” ifadelerini kullandı.

“HUKUKİ GÜVENLİK TEHDİT ALTINDA"

Nazlı, polisin “delilden sanığa” gitmek yerine “sanıktan delile” gitmeyi tercih ettiğini belirterek, “Meslektaşımın tutuklanması ve müvekkilleri aleyhine yürütülen kovuşturmada bilgisine başvurulması kabul edilemez. Bu sadece avukatlar için değil, bu adada yaşayan herkesin hukuki güvenliği için tehdit oluşturmaktadır” diye konuştu.