KAMUSEN, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS ve KAMU-İŞ, ekonomik ve sosyal haklara ilişkin taleplerinin hükümet tarafından reddedildiğini açıkladı. 2008 ve 2011 sonrası kayıplar, vergi adaletsizliği ve hayat pahalılığına yönelik hiçbir adım atılmadığını belirten sendikalar, Maliye Bakanlığı önünde protesto başlattı.
Burak Maviş: İstatistik Kurumu’nun hayat pahalılığı hesabı vicdana sığmıyor
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, bugün Maliye Bakanlığı önünde kamuda yetkili beş sendikanın düzenlediği eylemde açıklanan hayat pahalılığı oranına sert tepki gösterdi.
İstatistik Kurumu’nun aylık hayat pahalılığını yüzde 0.81 olarak duyurmasını eleştiren Maviş, Türkiye’deki TÜİK’in de “tesadüfen” aynı dönemde 0.87 açıkladığını hatırlattı.
“0.81’LİK HAYAT PAHALILIĞI RAKAMI GERÇEĞİ YANSITMIYOR”
Maviş, “Türkiye’de her şey zamlanırken bizde nasıl oluyor da cebimizden çıkan 0.81 oluyor? Kurumun sepetinde halkın gerçek tüketimi yok!” dedi.
Maviş, kurumun hazırladığı tüketim sepetinin gerçek hayatla bağdaşmadığını belirterek şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
“Marul ucuzlamış diyorlar… Sabah zeytinyağıyla, öğlen sirkeyle, akşam tuzlayıp üç öğün marul mu yiyeceğiz? Yumurta yok, balık yok, tavuk yok… Alkolsüz içecekler ucuzlamış diyorlar; daha geçen hafta tedarikçiler yüzde 15 zam yaptı. Akaryakıt bir ayda 6 TL arttı; o da sepete girmiyor!”
“BU BİR HESAP HATASI DEĞİL, HALKTAN ÇALMAKTIR”
Maviş, İstatistik Kurumu’nun açıkladığı rakamların ekonomik gerçekliği çarpıttığını savunarak daha ağır bir suçlama yöneltti:
“Liyakatsız bürokratlar gördük, rüşvetle suçlananlar gördük ama halktan çalanı da suç olarak görmek lazım. İstatistik Kurumu’nun bu hesaplamaları vicdanımıza sığmıyor. Halktan çalıyor, vatandaştan çalıyor, asgari ücretlinin hakkından çalıyor.”
“İSTATİSTİK KURUMU’NA GÜVENMİYORUZ”
Açıklamasının sonunda Maviş, kurumun tüm verilerini protesto ettiklerini belirterek güven kaybını açıkça ifade etti:
“Bu hesaplamalar inandırıcı değildir, kabul etmiyoruz. İstatistik Kurumu verilerini gözden geçirmeli. Bu rakamlara güvenmiyoruz, hiçbirine!”
Ahmet Serdaroğlu: Hükümet gitmeli, Maliye Bakanı görevini yapamıyor
Hür-İş Federasyonu ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, bugün Maliye Bakanlığı önünde düzenlenen eylemde hükümete ve Maliye Bakanı’na yönelik son dönemlerin en sert açıklamalarından birini yaptı.
Serdaroğlu, hükümetin sendikal taleplerin hiçbirini kabul etmediğini belirterek “Bu yüzden buradayız” dedi.
Konuşmasında kafa karışıklığını dile getiren Serdaroğlu, “Acaba Maliye Bakanı görevini yapamadığı için görevden alınmasını mı istesek, yoksa hükümetin tamamen gitmesini mi? Bence hükümetin artık gitmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
“BUNLARDAN ARTIK BİR ŞEY BEKLEYEN ÖLÜDEN GÖZYAŞI BEKLER”
Serdaroğlu, hükümetten herhangi bir beklenti kalmadığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Bunlardan artık bir şey bekleyen, ölüden gözyaşı bekler. Toplum rahatsız, memleket yangın yeri. Bu kadar yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük tesadüf değil.”
Serdaroğlu, hükümeti vatandaşı ve işverenleri suçlayarak sorumluluktan kaçmakla itham etti:
“Koltuk sevdanız devletin itibarının önüne geçti. Bu ülkeyi böyle mi yöneteceksiniz? Tek suçlu varsa o da arkamızdaki Maliye Bakanı ve bu Bakanlar Kurulu’dur.”
SERDAROĞLU'NDAN CUMHURBAŞKANI’NA ÇAĞRI: “KEŞKE SORSAYDINIZ!”
Görevden alınan müsteşar üzerinden Cumhurbaşkanı’na da mesaj veren Serdaroğlu, kararı doğru bulmadığını söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanım, keşke yayınlamasaydınız, keşke sorsaydınız. Bu atamalar bu kadar kolay olmamalı. Devlette şeffaflık esastır.”
“KABUL ETMİYORUZ, REDDEDİYORUZ!”
Konuşmasının sonunda Serdaroğlu, hükümetin son kararlarını tanımadıklarını vurguladı:
“Hiçbirini kabul etmiyoruz. En üst düzey atamaları da kabul etmiyoruz. Bu yaklaşımı tamamen reddediyoruz.”
Metin Atan: Maliye’nin verdiği cevap gülünç, halkla dalga geçiyorlar
Kamu-Sen Başkanı Metin Atan, bugün Maliye Bakanlığı önünde düzenlenen ortak sendika eyleminde hükümete sert ifadelerle yüklendi.
Her yıl Maliye Bakanlığı’na iletilen talepler karşılığında verilen yanıtın “gülünç” olduğunu belirten Atan, gelen cevabı “halkımıza yapılmış hakaret” olarak değerlendirdi.
“Önerilerimize karşı öneri veriyorlar, bizi akılsız aptal zannediyorlar. Bu cevabı kabul etmiyoruz, Sayın Bakan’ı burada kınıyorum.” dedi.
“ÜLKE YANGIN YERİ: HIRSIZLIK, YOLSUZLUK, USULSÜZLÜK HER YERDE”
Konuşmasında hükümeti ağır şekilde eleştiren Atan, ülkede artan yolsuzluk iddialarına dikkat çekti:
“Bir taraftan talepler konusunda konuşuyorlar, diğer taraftan ülke yangın yeri. Hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük… Her şey tepelerinde. Bu kadar yolsuzluğa nasıl göz yumuyorlar?”
Atan, bazı isimlere de gönderme yaparak, “Artık tasdik alıyorlar. Kimse çıkıp da ‘bu nedir’ demiyor. Her şey kirli.” ifadelerini kullandı.
“AKARYAKITA 6 TL ZAM, HAYAT PAHALILIĞI 0.81 Mİ? YAZIKLAR OLSUN!”
Son bir ayda akaryakıta yapılan zamları hatırlatan Atan, hayat pahalılığının yüzde 0.81 olarak açıklanmasına tepki gösterdi:
“Geçen ay akaryakıta 6 TL zam geldi. Daha sayamadığım onlarca ürün zamlandı. Peki 0.81 nedir? Yazıklar olsun! Bu ülkenin hakkını yiyorsunuz.”
“BU HÜKÜMET BU ÜLKEYİ YÖNETEMEZ”
Atan, hükümetin hem ekonomik hem idari olarak ülkeyi yönetemediğini savunarak şöyle devam etti:
“Görünen köy kılavuz istemez. Ya kendilerini toparlayıp temizlerler ya da bu şekilde devam edemezler. Bu hükümet ülkeyi yönetemez.”
“HALK CEVABI SANDIKTA VERİR”
Konuşmasının son bölümünde Atan, hükümete karşı halkın sabrının tükendiğini vurguladı:
“Halkla dalga geçmeyecekler. Seçimlerde görüldü; halk gereken cezayı keser ve yine kesecek. Yeter artık. Kurumları peşkeş çektiler, koltuklarda oturuyorlar. Yazıklar olsun, tek kelimeyle yazıklar olsun.”
Bengihan: Ülkede hem emekçiler yanıyor hem siyaset yerlerde sürünüyor
KTAMS ve KİEF Başkanı Güven Bengihan, kamuda yetkili beş sendikanın Maliye Bakanlığı önünde gerçekleştirdiği eylemde yaptığı konuşmada hem son siyasi gelişmelere hem de taleplerinin tamamına verilen ret yanıtına tepki gösterdi.
“Sendika başkanlarımız gerekli açıklamaları yaptı. Biz de hem ülkenin içinden geçtiği bu karanlık tabloyu hem de Maliye Bakanlığı’nın tüm taleplerimize ret vermesini protesto ediyoruz.” diyen Bengihan, Nazım Hikmet’in dizelerine atıfla, “Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?” sözlerini hatırlattı.
“EMEKÇİLER YANIYOR, SİYASET YERLERDE, KURUMLAR ÇÖKÜYOR”
Bengihan, ülkedeki tabloyu ağır bir dille eleştirerek şöyle konuştu:
“Memlekette hem emekçiler yanıyor hem siyaset yerlerde sürünüyor hem de ülkenin kurumları yanıp tutuşuyor. Bundan rahatsız olmayan tek kişiler Başbakan ve ortaklarıdır. Fikri Ataoğlu da Erhan Arıklı da bu gidişata sessizdir.”
“BU ÜLKEDE ÇÜRÜMÜŞLÜK VAR: SİYASİ VE AHLAKİ ÇÜRÜMÜŞLÜK”
Son beş yılda yaşananları “ülke tarihinin en büyük çöküşü” olarak nitelendiren Bengihan, hükümeti doğrudan sorumlu tuttu:
“Ülkenin tarihinde böyle rezillik görülmedi. Bir utanma duygusu vardı eskiden, bugün o da kalmadı. Siyasi çürümüşlük var; ahlaki değerlerimizde çürümüşlük var. Yalan, rüşvet, hırsızlık sıradanlaştı.”
Konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“İşin özeti bu arkadaşlar: Kim olursa olsun, bu hükümet nefret ve kin duyan bir hükümet olarak tarihe geçecek. Çünkü ayağımızın altındaki tüm değerleri yok ediyorsunuz. Yeter artık!”
Selma Eylem: “Doğum izinleri meselesi bile gündeme getirilmiyor"
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, Maliye Bakanlığı önünde düzenlenen eylemde yaptığı konuşmada ülkedeki yönetim anlayışını eleştirerek sendikaların yıllardır aynı sorunlarla mücadele ettiğini söyledi.
Eylem konuşmasında, ülkede karar vericilerin “talimatlarla belirlendiğini” ileri sürerek, “Bu ülkede talimatlarla şu anda kuklalar belirlenmiştir. Bu kuklalar talimatları yerine getirmek için ya orada oturur ya da bir yerlerden alınır veya değiştirilir. Mesele budur.” ifadelerini kullandı.
Ekonomik politikaların halkı yoksullaştırdığını savunan Eylem, “Bu ülkede fakirleştirme ve cahil bırakma, demokratik değerleri yok ederek istenilen şekilde yönetme meselesidir.” dedi.
Sendikaların her yıl aynı dönemde eylem yapmak zorunda kaldığını söyleyen Eylem, 2008–2011 sonrası çalışanların ve asgari ücretlilerin hak kayıplarına dikkat çekti. Taleplerinin bir kısmının mali yük gerektirmediğini belirten Eylem, “Doğum izinleri meselesi bile gündeme getirilmiyor.” şeklinde konuştu.
Sahte diploma, rüşvet ve torpil iddialarının mecliste karşılık bulmadığını dile getiren Eylem, buna karşın toplumsal meseleler için mücadele eden öğretmenlere soruşturma açıldığını söyledi. “2000 öğretmenden 33’ünü seçip soruşturma açıyorlar. Bölerek yönetmek istiyorlar.” dedi.
Eylem, konuşmasının sonunda “Mücadeleye hep birlikte devam edeceğiz. Bizi hiçbir güç susturamayacak.” ifadelerini kullandı





